ADALET İSTİYORUM

Merhaba kıymetli okurlarım,

Bugün adalet diyelim ve ekleyelim: kendinde, ailende, işinde, eşinde dostunda adalet diyerek devam edelim. Edelim ki adaleti olmayana fikir verelim, adalet vicdanı olsun. Bir gün adaleti olmayan birinin de adalete ihtiyacı olduğunda vicdanı sızlasın dönüp kendini sorgulasın. Hoş, vicdanı sızlar mı sızlamaz mı o da bilinmez ya…

Adalet, kelime anlamı olarak: hakikate, hak ve hukuka uygun olma; hak ve hukuku gözetme ve yerine getirme; doğruluk demek.

Evet, sözlükte yazan tanım doğru ama eklememiz gereken önemli noktalar var. Adalet için hukuka uygun olan, doğruluk, hakikat deniliyor, haklıyla haksızı birbirinden ayırma deniliyor. İşte tam burada şunu eklemek istiyorum: haklının hakkını zamanında alabilmesi ve haksızlığa yol açanın da bedelini ödemesidir. ADALET bu şekilde tam anlamıyla gerçekleşmiş olur.

İnsanlar toplumsal yaşam düzenine geçtiğinden beri adaletin peşinde koşmuşlar, adaletin egemen olduğu bir dünya oluşturmak istemişlerdir. Birbiri ile ilişkilerde olduğu kadar yöneticileri ile ilişkilerde, yargı ve yönetim kararlarında hep adaleti aramışlardır. Adalet kavramı insanlık tarihi kadar eskidir. Kimi zaman iç güdü ile kimi zaman örf adetle kimi zaman dini kitaplardaki emirlerle kimi zaman da hukuki mevzuatla şekillenen yaptırımlarla adalet sağlanmaya çalışılmıştır.

Adaletsizliğe haksızlığa uğramak kadar insanı mutsuz kılan düş kırıklığına uğratan, psikolojisini bozan, isyan ettiren başka olay yoktur. Adaletsizlik duygusuna kapılan kişiler tepkilerini çeşitli şekillerde dile getirirler. Eleştirerek, toplanarak, gösteri yaparak, açlık grevi yaparak, toplu yürüyüş yaparak, baş kaldırarak, kızarak, bana göre en acısı sözle kalbinden vurarak vs.

Adaletle eşitlik kavramına değinelim. Her zaman adalet ile eşitlik birbiriyle karıştırılır. Adalet, bir eylem değil sonuçtur; kişilerin gönlündeki, kalbindeki tatmin duygusudur. Haksız eylem veya suç olan fiilleri yaptığında da “Kendim ettim, kendim buldum” veya “Hak yerini buldu” dedirten duygudur. Eşitlik ise herkesin aynı haklara sahip olabilmesidir. Ancak herkese eşit biçimde aynı hakları verirsek adaleti gerçekleştirmiş olur muyuz? Bir engelli kişiyle engelli olmayan bir insanın aynı eşit imkanlar sunulduğunu düşünün. Çalıştığınız şirketin herhangi bir konuda semineri için konferans salonundasınız, sahneye çıkıp konuşma yapacaksınız, sıra size geliyor sahnenin merdivenlerinden çıkıp konuşmanızı yaptınız, yerinize oturdunuz. Sizden sonra tekerlekli sandalyeli bir arkadaşınız da elinde dosyasıyla bekliyor ve sahneye çıkıp konuşma yapacak. Geliyor sahnenin önüne ve sizin çıktığınız merdivenlerden değil asansör gibi mekanizma yapılmış onu kaldırıyor ve kürsüye bu makinanın onu kaldırması sayesinde çıkıyor. Bu örnekte arkadaşınızla sizin aranızda eşitlik sağlansaydı ikinizin de eşit imkanlar sunulmuş olsaydı merdivenden çıkması gerekirdi sahneye. Ama arkadaşınız yüksek olasılıkla o merdivenden tekerlekli sandalyeyle çıkamazdı. Eşitlik gerçekleşirdi ama adalet gerçekleşmezdi.

Bu örneği genişletebiliriz de artırabiliriz de… Asıl demek istediğim şu: “Adalet istiyorum” dedik ya, Adalet öyle bir kavram ki eşitlik bile bazen çare getirmiyor. Onu da içinde barındıran ondan da üstün bir kavram.

Yargının üç sacayağı Hâkim (karar), Savcı (iddia), avukat (savunma) vardır denir hep. Yargının üçüncü sac ayağı, savunma makamıdır ve adaletin gerçekleşmesi için en önemlisidir. Yazmayan yargı (geçenlerde okudum, hani şimdi güncel bir dizide de geçiyor ya, yarıcılık; bu da bir sac ayağı mıdır?) bana göre içindeki vicdan olma/olmama yargısıdır.

Her insanın adalete ihtiyacı vardır. Yani doğruluğa, hakikate, yani eşitliğe… Bunun için her yerde ve herkese kendini savunma hakkı verilmelidir. Sadece mahkemelerde değil, hayatın her alanında. İş yerinde çalışanların işine son verilmeden önce bir savunması istenir ki adalet gerçekleşebilsin. Evde çocuğumuza yanlış yaptığı, hatalı davrandığı herhangi bir konuda kızmadan önce anlatmasına izin vermeliyiz ki ona bunu yaptıran nedeni öğrenelim, adaleti gerçekleştirelim. Eşimizle dostumuzla ilişkilerimizde de aynı şekilde, kısacası etrafımızdaki herkesle… Burada parantez açıp ekleyelim insanın suçluluk psikolojisi ile başlattığı savunma mekanizmasını ayıralım ki savunma karışmasın?

Değinmek istediğim bir başka başlık daha var: İnsanlarımız hep adaletten bahsederler ama adaleti bulundukları yerlerde, makamlarda ne kadar uygularlar? (Kendi vicdanı kadar mı? Bazıları… 😊) Ya da şöyle diyelim; bu savundukları adalet kendi menfaatlerine, çıkarlarına uymadığı zaman ne yaparlar? Hemen unuturlar. Şahsıyla veya bir yakınıyla ilgili bir durum olduğunda adalet yerine menfaatlerini tercih ederler. Bu yapılan tercih başkaları için büyük adaletsizliğe yol açar ancak umursanmaz. Oysaki sorsanız aynı duruma kendilerinin düşmelerini istemezler.

Adaletsizlik duygusu insanın psikolojisini bozan, insanı isyana teşvik eden en kötü duygudur demiştik. Öyle ki haksızlığa uğrayan insanın yüreğinde büyük bir parçalanma, kırgınlık olur ki bu insan bundan sonra dürüst hareket etmek istemez. Kendine yapılanın karşı tarafa da yapılmasını ister. Bu doğrultuda da hareket ederse düzen kalmaz. Burada “düzen kalmaz” sözüm kendi adaletini sadece kendine uygulayanlaradır. Atalarımız demiş ya “İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır” diye. Önce iğneyi sen kendine batır bakalım, ne hissedeceksin? O nedenle adaleti önce kendinde yakala, sonra seni sevene, sana değer verene, sana kıyamayana, sana arz edene, sana rica edene, oturduğun koltuğa saygı duyana, sana dışarda selam verene, seni insan olduğun için sevende ara ve yakala arkadaşım…

Bizler böyle olsun istemiyoruz; evimizde, ailemizde, işimizde, arkadaşımızda, sevdiğimizde, sevmeyip ortak paydaşta bulunduğumuzda adalet istiyoruz.

Adaletin aynı zamanda EMPATİ duygusunu da içinde barındırdığını unutmayıp, her türlü insan ilişkimizde bir zamanlar bizim de o yollardan geçtiğimizi ya da geçebileceğimizi varsayarak hareket etmeliyiz. Başkalarından adalet beklemeden önce kendimiz adil olmalıyız.

Ve ben de herkes için, her yerde ADALET İSTİYORUM BAŞKANIM, CANIM BENİM… ☹😊

Karikatür https://tr.pinterest.com/pin/488570259574188429/?lp=true  sitesinden alıntıdır.

Savaş AYDIN